Mehmed
  
  
  
  
  
  
  
  
  
    
      
        
  
  
    
  
    
  
    
        
  
        
  
    
  		
  
      
  
    
  
  
      
      
        
          
            
            
              
            
            
              
                
                  
  
    
      
      
      
      
    
  
                  
                    
                      
                        
                        
                        
      
      
        
      
    
  
                        
  
  
  
                        
  
  
  
                        
                        
  
                        
                        
                          
                          
                          
                            
                            
  
                            
                          
                        
                        	
  
  
                        
                      
                    
                  
                
              
            
          
        
        
          
    
      
        
        
          
            
              
                  
                    
                      
                      
                    
              
            
              
            
              
            
              
                  
                    
              
            
          
          
          
        
      
  
    
  
        
        
        
          
        
      
      
    
  
Mehmed
    Lagerbestand:
    auf Lager
  
  
  
    - Strichcode: 9786052287439
    
      €9,50
    
  
                        ’Büyük adamlar, tarihin keskin düşüşleri veya büyük sıçrayışları esnasında ortaya çıkarlar. Mehmed gibi şahsiyetlerin hüdây-i nâbit olması düşünülemez. Büyük adamı doğuran cemiyete, sosyal kaliteye, iktisadi faktörlere, siyasi şartlara; zorluklar içerisinde pişerek, olgunlaşarak öne çıkan toplumsal elitlere ve evet, en çok da soy silsilesinin halkalarına dikkatle bakmak lazımdır… ‘’
 
‘’Büyüklüğü karşısında kılıcına hükümdarların boyun eğdiği Fatih, ancak bir âlimin elini öpmek için eğilirdi ve hocasının kendisini yalnız “MEHMED” diye çağırmasını isterdi…
Âlimler padişahın huzurunda oturabiliyorken, devlet adamları böyle bir imtiyaza sahip bulunmuyorlardı. Hatta Molla Akşemseddin, Fatih yanına geldiği zaman ayağa bile kalkmaz, istifini dahi bozmazdı... ‘’
‘’Fatih Sultan Mehmed fethin daha ilk günü, yeni Kızılema’sını şöyle ilan edecekti:
“Şu parlak zafere nailiyetimden dolayı Allah’a hamdediyorum. Fakat şuna da dua ediyorum ki; Cenab-ı Hakk Hristiyanlığın merkezi olan eski Roma’yı da fethetmeyi bana nasip etsin. İşte o zaman ölürsem de mesud olacağım…
 
Georgius Phrantzes, Fatih Sultan Mehmed’e hitaben; “Kimse şüphe edemez ki sen Roma İmparatorusun. İmparatorluğun taht şehrini hukuken elinde tutan kimse imparator ve Roma İmparatorluğu’nun taht şehri de İstanbul’dur… Şu halde sen Romalıların meşru imparatorusun. Romalıların imparatoru olan zat ise bütün arzın imparatorudur.” diyordu…’’ İstanbul köpek cinsiyle de fetihle birlikte tanışmıştı. Rumların Konstantinopol’e sokmadığı bu insan dostu mahluklar Fatih’in ordusuyla birlikte İstanbul’a merhaba dediler. Giriş o giriş oldu. İstanbul’un yeni sahiplerinden öyle güzel bir muamele gördüler ki kısa sürede nüfusları ciddi oranda arttı. Bundan asla rahatsız olmayan İstanbullular onların bakımı için vakıflar bile kurdular…’’
 
‘’Maliyeye bakan vezirleri, medreselere ayrılan bütçenin devasalığı üzerine Fatih Sultan Mehmed’e; “Efendim çok para harcıyorsunuz. Oysa bunların ancak yüzde onu iyi bir şekilde yetişebilir”; dediklerinde onlara şu karşılığı vermişti; “Yüzde on mu? Fevkalade! Hâlbuki yüzde bir için bile ben bu harcamaları yaparım. Yüzde on olursa aliyyu’l âla olur…”
                      
                      
                        
                        
                        
                        
                          ‘’Büyüklüğü karşısında kılıcına hükümdarların boyun eğdiği Fatih, ancak bir âlimin elini öpmek için eğilirdi ve hocasının kendisini yalnız “MEHMED” diye çağırmasını isterdi…
Âlimler padişahın huzurunda oturabiliyorken, devlet adamları böyle bir imtiyaza sahip bulunmuyorlardı. Hatta Molla Akşemseddin, Fatih yanına geldiği zaman ayağa bile kalkmaz, istifini dahi bozmazdı... ‘’
‘’Fatih Sultan Mehmed fethin daha ilk günü, yeni Kızılema’sını şöyle ilan edecekti:
“Şu parlak zafere nailiyetimden dolayı Allah’a hamdediyorum. Fakat şuna da dua ediyorum ki; Cenab-ı Hakk Hristiyanlığın merkezi olan eski Roma’yı da fethetmeyi bana nasip etsin. İşte o zaman ölürsem de mesud olacağım…
Georgius Phrantzes, Fatih Sultan Mehmed’e hitaben; “Kimse şüphe edemez ki sen Roma İmparatorusun. İmparatorluğun taht şehrini hukuken elinde tutan kimse imparator ve Roma İmparatorluğu’nun taht şehri de İstanbul’dur… Şu halde sen Romalıların meşru imparatorusun. Romalıların imparatoru olan zat ise bütün arzın imparatorudur.” diyordu…’’ İstanbul köpek cinsiyle de fetihle birlikte tanışmıştı. Rumların Konstantinopol’e sokmadığı bu insan dostu mahluklar Fatih’in ordusuyla birlikte İstanbul’a merhaba dediler. Giriş o giriş oldu. İstanbul’un yeni sahiplerinden öyle güzel bir muamele gördüler ki kısa sürede nüfusları ciddi oranda arttı. Bundan asla rahatsız olmayan İstanbullular onların bakımı için vakıflar bile kurdular…’’
‘’Maliyeye bakan vezirleri, medreselere ayrılan bütçenin devasalığı üzerine Fatih Sultan Mehmed’e; “Efendim çok para harcıyorsunuz. Oysa bunların ancak yüzde onu iyi bir şekilde yetişebilir”; dediklerinde onlara şu karşılığı vermişti; “Yüzde on mu? Fevkalade! Hâlbuki yüzde bir için bile ben bu harcamaları yaparım. Yüzde on olursa aliyyu’l âla olur…”
                            ’Büyük adamlar, tarihin keskin düşüşleri veya büyük sıçrayışları esnasında ortaya çıkarlar. Mehmed gibi şahsiyetlerin hüdây-i nâbit olması düşünülemez. Büyük adamı doğuran cemiyete, sosyal kaliteye, iktisadi faktörlere, siyasi şartlara; zorluklar içerisinde pişerek, olgunlaşarak öne çıkan toplumsal elitlere ve evet, en çok da soy silsilesinin halkalarına dikkatle bakmak lazımdır… ‘’
 
‘’Büyüklüğü karşısında kılıcına hükümdarların boyun eğdiği Fatih, ancak bir âlimin elini öpmek için eğilirdi ve hocasının kendisini yalnız “MEHMED” diye çağırmasını isterdi…
Âlimler padişahın huzurunda oturabiliyorken, devlet adamları böyle bir imtiyaza sahip bulunmuyorlardı. Hatta Molla Akşemseddin, Fatih yanına geldiği zaman ayağa bile kalkmaz, istifini dahi bozmazdı... ‘’
‘’Fatih Sultan Mehmed fethin daha ilk günü, yeni Kızılema’sını şöyle ilan edecekti:
“Şu parlak zafere nailiyetimden dolayı Allah’a hamdediyorum. Fakat şuna da dua ediyorum ki; Cenab-ı Hakk Hristiyanlığın merkezi olan eski Roma’yı da fethetmeyi bana nasip etsin. İşte o zaman ölürsem de mesud olacağım…
 
Georgius Phrantzes, Fatih Sultan Mehmed’e hitaben; “Kimse şüphe edemez ki sen Roma İmparatorusun. İmparatorluğun taht şehrini hukuken elinde tutan kimse imparator ve Roma İmparatorluğu’nun taht şehri de İstanbul’dur… Şu halde sen Romalıların meşru imparatorusun. Romalıların imparatoru olan zat ise bütün arzın imparatorudur.” diyordu…’’ İstanbul köpek cinsiyle de fetihle birlikte tanışmıştı. Rumların Konstantinopol’e sokmadığı bu insan dostu mahluklar Fatih’in ordusuyla birlikte İstanbul’a merhaba dediler. Giriş o giriş oldu. İstanbul’un yeni sahiplerinden öyle güzel bir muamele gördüler ki kısa sürede nüfusları ciddi oranda arttı. Bundan asla rahatsız olmayan İstanbullular onların bakımı için vakıflar bile kurdular…’’
 
‘’Maliyeye bakan vezirleri, medreselere ayrılan bütçenin devasalığı üzerine Fatih Sultan Mehmed’e; “Efendim çok para harcıyorsunuz. Oysa bunların ancak yüzde onu iyi bir şekilde yetişebilir”; dediklerinde onlara şu karşılığı vermişti; “Yüzde on mu? Fevkalade! Hâlbuki yüzde bir için bile ben bu harcamaları yaparım. Yüzde on olursa aliyyu’l âla olur…”
                          
                        
                      
                    
                  
                
            
              
                  ‘’Büyüklüğü karşısında kılıcına hükümdarların boyun eğdiği Fatih, ancak bir âlimin elini öpmek için eğilirdi ve hocasının kendisini yalnız “MEHMED” diye çağırmasını isterdi…
Âlimler padişahın huzurunda oturabiliyorken, devlet adamları böyle bir imtiyaza sahip bulunmuyorlardı. Hatta Molla Akşemseddin, Fatih yanına geldiği zaman ayağa bile kalkmaz, istifini dahi bozmazdı... ‘’
‘’Fatih Sultan Mehmed fethin daha ilk günü, yeni Kızılema’sını şöyle ilan edecekti:
“Şu parlak zafere nailiyetimden dolayı Allah’a hamdediyorum. Fakat şuna da dua ediyorum ki; Cenab-ı Hakk Hristiyanlığın merkezi olan eski Roma’yı da fethetmeyi bana nasip etsin. İşte o zaman ölürsem de mesud olacağım…
Georgius Phrantzes, Fatih Sultan Mehmed’e hitaben; “Kimse şüphe edemez ki sen Roma İmparatorusun. İmparatorluğun taht şehrini hukuken elinde tutan kimse imparator ve Roma İmparatorluğu’nun taht şehri de İstanbul’dur… Şu halde sen Romalıların meşru imparatorusun. Romalıların imparatoru olan zat ise bütün arzın imparatorudur.” diyordu…’’ İstanbul köpek cinsiyle de fetihle birlikte tanışmıştı. Rumların Konstantinopol’e sokmadığı bu insan dostu mahluklar Fatih’in ordusuyla birlikte İstanbul’a merhaba dediler. Giriş o giriş oldu. İstanbul’un yeni sahiplerinden öyle güzel bir muamele gördüler ki kısa sürede nüfusları ciddi oranda arttı. Bundan asla rahatsız olmayan İstanbullular onların bakımı için vakıflar bile kurdular…’’
‘’Maliyeye bakan vezirleri, medreselere ayrılan bütçenin devasalığı üzerine Fatih Sultan Mehmed’e; “Efendim çok para harcıyorsunuz. Oysa bunların ancak yüzde onu iyi bir şekilde yetişebilir”; dediklerinde onlara şu karşılığı vermişti; “Yüzde on mu? Fevkalade! Hâlbuki yüzde bir için bile ben bu harcamaları yaparım. Yüzde on olursa aliyyu’l âla olur…”
Deutschland:
Bei einem Einkauf bis 25 EUR: 3,00 EUR
Ab einem Einkauf von 25 EUR: 0,00 EUR
Spiele 6,00 EUR
Europa:
Paket (mit Sendungsverfolgung): 8,00 EUR
Großbritannien, Schweiz und Norwegen:
Paket (mit Sendungsverfolgung): 15,00 EUR
Rest der Welt:
Paket (mit Sendungsverfolgung): 40,00 EUR
Die Bestellungen werden Zahlungseingang verschickt. In der Regel dauert die Lieferung 2-4 Tage. Für etwaige Verzögerungen durch die Post übernehmen keine Verantwortung.
Kontakt: info@pluralshop.eu
İthalatçı:
PLURAL Publications GmbH
Colonia-Allee 3
51067 Köln
info@pluralverlag.eu
 
    
   
      
   
         
         
         
         
         
                 
            
         
          
          
  
  
    
  	
      
    
  	
      
    
  	
      
    
  	
      
    
  
  
         
          
          
  
  
    
  	
      
    
  	
      
    
  	
      
    
  	
      
    
  
  
         
          
          
  
  
    
  	
      
    
  	
      
    
  	
      
    
  	
      
    
  
  
        