Fehmül Kuran Nüzul Sırasına Göre Tefsir 3 Cilt
Review: 5 - "A masterpiece of literature" by , written on May 4, 2006
I really enjoyed this book. It captures the essential challenge people face as they try make sense of their lives and grow to adulthood.
Kategoriler

Fehmül Kuran Nüzul Sırasına Göre Tefsir 3 Cilt

Stok Durumu: Stokta var

(TR) GPSR Madde 9 Paragraf 7 S. 2 uyarınca güvenlik bildirimi gerekli değildir.

(D) Sicherheitshinweis entsprechend Art. 9 Abs. 7 S. 2 der GPSR entbehrlich.

  • Barkod: 9786055793753
€90,00
Muhammed Âbid el-Câbirî'nin bu tefsirde savunduğu iki temel husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, "mutâbakatu mesâri't-tenzîl li mesîreti'd-da've" şeklinde ifade ettiği, Kur'ân'ı Hz. Peygamber'in sîreti eşliğinde okuma prensibidir. Bu prensip uyarınca Câbirî, Hz. Peygamber'in yaklaşık yirmi üç yıl süren sîretini yedi aşamaya ayırır ve her bir aşamada Kur'ân'ın tebliğ seyrinin ve Hz. Peygamber'in davet sürecinin hangi durumda olduğunu etraflıca tasvir eder. Bu noktada İbn Hişam'ın Siyeri ve es-Sîretu'l-Halebiyye gibi kaynakların yanı sıra Taberî tefsirinden ve Vahıdî'nin Esbâb-ı nüzûl'ünden istifade ederek hangi aşamada hangi sûrelerin inzâl edilmiş olduğunu tespit etmeye çalışır. Ardından da bu sûreleri, inzâl edilmiş oldukları aşamanın koşullarını dikkate alarak tefsir etmeye çalışır.

İkincisi de "vahdetu's-süver/vahdetü'n-nass" şeklinde ifade ettiği, sûrelerin iç bütünlüğünü esas alma prensibidir. Esbâb-ı nüzûl rivâyetlerine yönelik çeşitli eleştiriler yapan Câbirî, nihayetinde bu rivâyetlerin tefsir için tek başına yeterli olmadığını ifade etmekte ve daha genel bir çerçeve olarak "Kur'ân metninin iç bütünlüğü" ilkesini önermektedir. Bu yaklaşım çerçevesinde sûrelerin Hz. Peygamber'in tevcihatı doğrultusunda teşekkül ettirilmiş olmasına (tevkîfîlik) işaret etmekte ve herhangi bir âyetin özellikle bir sûrede yer alması gerektiğinin Hz. Peygamber tarafından söylenmiş olmasının, o âyetin bizzat o sûrede belli bir anlama delalet edecek olmasına işaret ettiğini savunmaktadır. Tevkîfîliği bu şekilde değerlendiren Câbirî'ye göre, artık Kur'ân metninde "nesh edilmiş olan" yani metnin bütünsel anlamına katkısı olmayan bir âyetin bulunması mümkün değildir.

Câbirî'nin savunduğu bu yöntem, metodolojik bir teklif olarak yeni ve özgün olmakla beraber, klasik tefsirde karşılığı bulunmayan büsbütün çağdaş bir olgu da değildir. Nitekim bizzat Câbirî'nin kendisinin de sıklıkla tespit ettiği ve tefsirinde çok yerde işaret ettiği üzere, klasik tefsirde hem Kur'ân'ın metin içi bütünlüğüne hem de nüzûl ortamına vurgu yaparak âyetleri tefsir etmenin bolca örnekleri mevcuttur. Câbirî'nin meziyeti, bunu bir "tefsir yöntemi" olarak önermiş olmasıdır.
Muhammed Âbid el-Câbirî'nin bu tefsirde savunduğu iki temel husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, "mutâbakatu mesâri't-tenzîl li mesîreti'd-da've" şeklinde ifade ettiği, Kur'ân'ı Hz. Peygamber'in sîreti eşliğinde okuma prensibidir. Bu prensip uyarınca Câbirî, Hz. Peygamber'in yaklaşık yirmi üç yıl süren sîretini yedi aşamaya ayırır ve her bir aşamada Kur'ân'ın tebliğ seyrinin ve Hz. Peygamber'in davet sürecinin hangi durumda olduğunu etraflıca tasvir eder. Bu noktada İbn Hişam'ın Siyeri ve es-Sîretu'l-Halebiyye gibi kaynakların yanı sıra Taberî tefsirinden ve Vahıdî'nin Esbâb-ı nüzûl'ünden istifade ederek hangi aşamada hangi sûrelerin inzâl edilmiş olduğunu tespit etmeye çalışır. Ardından da bu sûreleri, inzâl edilmiş oldukları aşamanın koşullarını dikkate alarak tefsir etmeye çalışır.

İkincisi de "vahdetu's-süver/vahdetü'n-nass" şeklinde ifade ettiği, sûrelerin iç bütünlüğünü esas alma prensibidir. Esbâb-ı nüzûl rivâyetlerine yönelik çeşitli eleştiriler yapan Câbirî, nihayetinde bu rivâyetlerin tefsir için tek başına yeterli olmadığını ifade etmekte ve daha genel bir çerçeve olarak "Kur'ân metninin iç bütünlüğü" ilkesini önermektedir. Bu yaklaşım çerçevesinde sûrelerin Hz. Peygamber'in tevcihatı doğrultusunda teşekkül ettirilmiş olmasına (tevkîfîlik) işaret etmekte ve herhangi bir âyetin özellikle bir sûrede yer alması gerektiğinin Hz. Peygamber tarafından söylenmiş olmasının, o âyetin bizzat o sûrede belli bir anlama delalet edecek olmasına işaret ettiğini savunmaktadır. Tevkîfîliği bu şekilde değerlendiren Câbirî'ye göre, artık Kur'ân metninde "nesh edilmiş olan" yani metnin bütünsel anlamına katkısı olmayan bir âyetin bulunması mümkün değildir.

Câbirî'nin savunduğu bu yöntem, metodolojik bir teklif olarak yeni ve özgün olmakla beraber, klasik tefsirde karşılığı bulunmayan büsbütün çağdaş bir olgu da değildir. Nitekim bizzat Câbirî'nin kendisinin de sıklıkla tespit ettiği ve tefsirinde çok yerde işaret ettiği üzere, klasik tefsirde hem Kur'ân'ın metin içi bütünlüğüne hem de nüzûl ortamına vurgu yaparak âyetleri tefsir etmenin bolca örnekleri mevcuttur. Câbirî'nin meziyeti, bunu bir "tefsir yöntemi" olarak önermiş olmasıdır.

Almanya:
25 EUR'luk siparişe kadar: 3,00 EUR
25 EUR'luk siparişten fazla: 0,00 EUR

Avrupa:
Paket gönderimi (Kargo takip bilgisiyle): 8,00 EUR 
50 - 99 EUR arası alışverişlerde = 15 EUR
100 - 250 EUR arası alışverişlerde = 25 EUR
251 - 500 EUR arası alışverişlerde = 50 EUR

500 EUR ve üzeri siparişler için bizimle irtibata geçmenizi rica ederiz 

İngiltere, İsviçre ve Norveç:
Paket gönderimi (Kargo takip bilgisiyle): 15,00 EUR

Diğer Ülkeler: 
Paket gönderimi (Kargo takip bilgisiyle): 40,00 EUR 

Ürünler, ödeme tarafımıza ulaştıktan sonra gönderilir. Ürünün size ulaşması, genelde ürün postaya teslim edildikten sonra 2-4 gün içerisinde gerçekleşir. Postanın teslimatı sürecindeki gecikmelerden dolayı sorumluluk almıyoruz.

İrtibat: info@pluralshop.eu

 

İthalatçı:

PLURAL Publications GmbH
Colonia-Allee 3
51067 Köln
info@pluralverlag.eu